Memleket çok zor bir dönemden geçti.
Adına darbe denilen musibetten medet uman bir grup asker üniformalı terörist 15 Temmuz akşamını kana bulamayı göze alarak, bu ülkenin liderini devletinden zirvesinden indirmenin planlarını yapmıştı.
Fakat başaramadılar.
Yapamadılar.
Zira unuttukları, işin özünde akıllarına getiremedikleri bir durum vardı.
Bu milletin kaybedecek, feda edecek bir lideri kalmamıştı…
O kişiyi mecliste toplanan milletvekilleri aracıyla seçilmemişti. Bizzat bu yurdun insanı tarafından yüzde 52’lik bir oy aranı ile Erdoğan, Beştepe’ye çıkmıştı.
O darbeci asker üniformalı teröristler hiç de hesap etmedikleri bir şekilde karşılarında halkı buldular. İşin özünde millet liderine sahip çıkmıştı. Bu darbeye tenezzül eden o teröristler polisi, MİT’i beklerken, karşılarında halkı buldular.
xxx
Bir millet düşünün…
Ülkede artık darbe yaşanmasını istemediği için kendini tankların önüne siper etsin…
Bir milleti aklınıza getirin…
“Ya Allah, Bismillah, Allah-u Ekber” sloganıyla canı pahasına kendini sokaklara salsın.
Bir toplum düşünün…
Çıktığı binanın çatısında F-16’ya kafa tutup üstüne atlamaya çalışırken zor zapt edilsin.
Ve bir millet düşünün, karşılıksız sevsin, ne zaman sıkıntıya düşse, Allah’a sığınıp, çareyi dualarda bulsun.
Ve bu milletin aşkını düşünün…
Allah aşkına söyler misiniz, bu ülkede gelmiş ve geçmiş hangi siyasi partinin başındaki isim, hangi başbakan, hangi cumhurbaşkanı, sadece bir 3G bağlantısı ile milyonları sokağa dökebilir…

Kim çıkıp da milletine liderlik edip, “Sizlerle birlikte bu riski göze alıp havaalanında bekleyip savaşacağım. Sizi hiç bırakmayacağım” diyerek darbelerin karşısında durabilir.

Ancak bu samimiyete sahip bir isim millete yön verebilir.

Lider olarak ortaya çıkıp, kamuoyuna kendini sevdirebilir, milyonları bir sözü ile sokağa dökebilir.

Birlik ve beraberliği sağlayabilir.

Ülkemiz bu zamana kadar çokça darbe gördü.

Birçok kez darbe girişimlerine maruz kaldı. Ancak tarihin hiçbir döneminde bu denli bir toplu savunma yaşanmadı. Millet kendilerini sokağa atıp, yarınlarına sahip çıkmamıştı.

Çünkü bu milletin inandığı bir söz ve sahibi vardı.

Toplum biliyordu ki, Recep Tayyip Erdoğan, “Biz bu yola beyaz gömleğimizi giyip çıktık” derken çok samimiydi.

Bu söz milletimiz için çok önemliydi. Ve ona aynı şekilde samimiyetle karşılık verilmeliydi. Türk halkı yollara dökülüp, tankın önüne kendini atarak, bombalara kurşunlara karşı durarak şunu söylemek istiyordu aslında:

“Bu milletin artık kaybedecek bir şeyi kalmadı. Menderes’i astınız, Özal’ı zehirlediniz, ama Tayyip Erdoğan’ı sizlere yedirmeyiz…”

Ve burası artık ipin koptuğu nokta olmuştu.

Erdoğan sadece sokaklardaki bu kadar insanın gücü ile sahada değil. Aynı zamanda mazlumlara sırdaş olarak, gariplere yoldaş olarak anaların duasında bu ve daha nice zaferleri kazanacak inşallah…

Peki, bu büyük zafer nasıl kazanıldı?

Az önce ifade ettiğim gibi. O mazlumların, o gariplerin, evlerimizde seccadesindeki anaların duası ise daha nice zaferler kazanılır. Fakat Turgay Güler’den bir kesiti sizlere sunmak istiyorum.

Geçtiğimiz günlerde kadim dostum Mehmet Özmen bir nokta yakalamış. Şahit olduğu bir olayı sütunlarına taşımış. Suriyeli küçük bir kız çocuğunun bu milletin zaferi için yaptığı duayla bitirelim yazımızı.

İnanın etkilenmemek, gözyaşlarını dökmemek elde değil. İşte vatan ve millet bu yüzden çok büyük.

Ve bu vatanı, milleti kendine dert edinen bir lider bulmuşken kaybetmemek lazım.

Eğer hedeflere ulaşmak, Erbakan’ın bu ülkeye en büyük mirası olan “YENİDEN BÜYÜK TÜRKİYE” gayesine ulaşmak istiyorsak, haydi el ele, birlik ve beraberlik içinde…

İşte o Suriyeli çocuğun duası…

“Ya Rabbi, sen ümmetin son şansı olan bu milleti, hak katında ödüllendir. Düşmanlarına karşı güçlü kıl, azminle, kudretinle, sebep olduğun zaferinle şereflendir” diyor…

Selam, Saygı ve Dua ile...
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
süleyman sever 8 yıl önce

ilk önce yaşanablir bir türkiye hocamızın adını kullanmayın hocamız rahmetli beni akp nin günahlarına ortak etmeyin dedi milli görüşün tek partisi saadet partisi dedi video gönderebilirim sloganları kullanmakla olmaz bu iş maya ister maya ilk önce yaşanabilir bir türkiye yeniden büyük türkiye yeni bir dünya hedefi sadece ve sadeca saadet partisinde var