Muhelefet Ne İle Yapılır? Bence Ahlak ile..!

Meselenin özüne bakacak olursanız aslında konu son derece basit. Çünkü Rota Limanı ile ilgili söylenen sözlerin çok büyük bir bölümü ya safsatadan ibaret ya da gereksiz bilgi kirliliğinin sonucu ucuz siyasetin mamulü olmuş…

Muhalefetin sesi her zaman cırtlaktır. Hep bulanık bir hal içindedirler. Hiçbir zaman net olmayı başaramamışlardır. Zaten biraz olsun meselelere net şekilde bakmayı becerenler mutlaka milletin dikkatini çekmiş, iktidara namzet bir parti haline gelmişlerdir.

Türkiye ise bu konuda çok fakir. Çünkü bizim muhalefetimizin genel başkanlık (liderlik kelimesini özellikle kullanmadım) koltuğunda oturanlar hiçbir zaman kendileri ile ilgili bir hedef belirleyemeyen insanlar olmuşlardır. Örnek çok basit; Kemal Kılıçdaroğlu. Siz bu siyaset modeli tiplemesinden cumhurbaşkanlığı adaylığı gibi bir net ifade duydunuz mu?

Ya da bırakın cumhurbaşkanlığını, CHP iktidarından söz edebiliyor mu?

31 Mart’ta yaşanan sonuçların da etkisi ile İstanbul ve Ankara’dan verilen gazla yapabildiği en ileri derecede hedef, Millet İttifakı iktidarı oldu. Kendi zihniyetleri de, ilham kaynakları da hep yamalı bohça gibi. Tabi hal böyle olunca siyasi üretim de olmuyor. Çoğunlukla konuşmuş olmak için konuşuyorlar. Zira bir hedef, bir amaç yok. Haliyle konuşacak bir şeyleri de yok. Boşluk içinde savrulup giderken kim hizmet ediyor da eleştiriyorlar ona bakıyorlar.

Bakıyorlar ki, önüne set çekip boşboğazlık yapabilsinler. İşte bizim muhalefetimizin bütün politik kabiliyeti bundan ibarettir…

Şimdi muhalefetin tepesindekiler böyle olur da yavruları başka ses çıkarırlar diye ümit ediyorsanız çok heveslenmeyin. İşte size boşboğazlığın ve siyaset fakirliğinin ağababasını görebileceğiniz bir bölgeden söz edeceğim; Körfez ilçeden…

31 Mart seçimlerinin üzerinden yaklaşık 2 yıl geçti. Mart sonunda üçüncü yıldan gün alacağız. Bu kadar zaman içinde yerel anlamda yapılanları, edilenleri gördüğümüzde genel anlamda çok fazla şikayet edilemeyecek bir yönetim anlayışının olduğunu rahatlıkla görüyor ve kabul edebiliyoruz.

Şuna emin olun, mevcut Belediye Başkanı Şener Söğüt, kendisinden önceki AK Partili başkanlar Yunus Pehlivan ve İsmail Baran gibi değil. Söğüt herkesin anladığı dilden konuşmayı bilen, zeki duruşunu yeri ve zamanında kullanan, sözünü ise esirgemeyen, buna karşılık ne zaman konuşacağını çok iyi bilen bir isim.

Bu tavrını bir zaaf gibi gören bizim muhalif kesimimiz ise mikrofonu ellerine geçirince şovmenliğe soyunan tiplerden oluştuğu için hiçbir adım ileri gidemiyor. Çünkü çoğunlukla boş konuşmayı maharet sayıyorlar. Dedikodusunu yapacakları bir mesele bulduklarında üzerine türlü balık şekillerinde atlıyorlar. Hep yüzeysel görüntüsü ile yetiniyorlar. Mesele nedir, ne değildir, kahvede dedikodusu yapılan olaylar gerçek midir, değil midir, hiç düşünmeden konuşmaya başladılar. Zira memlekette muhalefet etmenin tek yolu şovdan geçer, bunu artık anladık. Bugünkü tabloda ise CHP’de Erkan Uygun ve Engin Taşdemir’in, İYİ Parti’de ise Fevzi Canbaz’ın ülke genelindeki bu sapkın muhalefet görevini yerelde üstlendiklerini görüyoruz.

Mesele ROTA Limanı ile ilgili…

Ne demişler bu arkadaşlar biliyor musunuz;

- Rota Limanı şimdi ki beceriksiz yönetimiyle kiracısına kaptırılmıştı. Benim bildiğim kamu malı limanındır. Nasıl oluyor da bu liman belediyeden çıkıp kiracıya gidiyor? Burada şüphe duyuyoruz. Biz Körfez’in hakkını geri istiyoruz. Biz bunu hak etmiyoruz. Körfez Belediye Başkanı açıklama yapılmayacaksa istifaya davet ediyorum”…

Arkadaş, okudum güldüm…

Dinledim güldüm…

Yapılan haberleri okudum kahkahalar attım…

Neden biliyor musunuz; çünkü o istifaya davet ettikleri Şener Söğüt, Büyükşehir meclisinde eline mikrofonu aldıktan sonra gerçekler bir bir ortaya çıktı da ondan. Söğüt kendisine istifa çağrısı yapan ve beceriksizlikle itham edenlere öyle bir yanıt verdi ki…

Hepsi oturdukları yerde pineklemeye başladılar.

Fevzi Canbaz da…

Engin Taşdemir de…

Diğerleri de…

Daha anlaşılır olması ümidiyle Şener Söğüt’ün mesajlarını madde madde verelim. Belki kafalar o zaman daha iyi basar da muhalefetimiz biraz olsun kendine çeki düzen verir:

- Rota Limanı ile ilgili belediyemiz acımasızca ve bilgisizce yıpratılmaya çalışılıyor.

- Hem Engin Bey hem de Fevzi Bey “Körfez Belediyesi beceriksiz’ diye yorum yapıyor. ‘Körfez Belediyesi beceriksiz’ gibi bir algı oluşturulmaya çalışıyor. Burada bir beceriksiz varsa o da muhalefettir.

- Körfez’deki muhalefetimiz muhalefet etmeyi bile bilmiyor. Bir sonraki seçimlerde millet bunlara yorum hakkı bile tanımayacak.

- Rota Limanı faaliyeti sürdürürken bir parseli var, rıhtım kullanımı belediyeye aitti ve şirket burada yeni bir yatırımla kapasitesini artırmak istiyor.

- 2013 yılında hisse ile parsel Rota Limanı’na satılıyor ve rıhtım alanı ile ilgili toplamda 50 bin liralık bir kiralama söz konusu oluyor.

- O dolgu alanı dediğimiz kısımda 2018 yılına kadar Milli Emlak’la kullanım alanı ile ilgili sözleşme vardı. 2018’de bu süre doldu.

- Milli Emlak ise Rota Limanı ile sözleşme yaptı. Biz de Körfez Belediyesi olarak mahkemeye verdik.

Yani özellikle İYİ Partili Canbaz’ın eleştirdiği, istifaya davet ettiği o başkan tepki gösterilen konu hakkında çoktan yargıya gitmiş bile. Körfez Belediyesi’nin hakkını yedirmemek için davasını açmış. Bunu da CHP’li ve İYİ Partili meclis üyelerinin gözlerinin içine baka baka çok net ifadelerle söylemiş.

Çok acı bir durum. Açıkçası muhalif meclis üyelerinin yerinde olmak istemezdim.

Aslında onların istediği Körfez Belediyesi’nin başında bulunan yönetim ilçeye ve halka hiç hizmet etmesin. Etmesin ki, tepki gösterebilsinler. Yani hiçbir çalışma olmasa, yollar, parklar yapılmasa, kültür merkezleri inşa edilmese, yeni yaşam alanları oluşturulmasa, Yeşil her tonu ile ilçemiz yeniden tanışmasa…

Sonra gelecek yıllar için ümit verilmese. Büyükşehir Belediyesi’nin imkanlarından azami derecede istifade edilmese, hatta bakanlık düzeyince işlerin yapımı sağlanmasa neyse diyeceğim…

Daha önceki bir yazımda Körfez ilçe için Şener Söğüt isminin bir şans olduğuna vurgu yapmıştım. Bugün de aynı görüşteyim. Hatta meseleyi biraz daha ileri götürüyorum:

Şayet bu gereksiz muhalif anlayışa rağmen Başkan bu kadar iş yapabilmiş ve sonrası için ümit verebilmişse emin olun çok şanslıyız.

İşin tam da burasında size bu atıp tutan muhalefet meclis üyeleri hakkında biraz bilgi vermek istiyorum.

Öncelik Fevzi Canbaz’ın…

2004 yılından bu yana Körfez ilçemiz Fevzi Canbaz’ın şovlarından kurtulamadı. O dönemde özellikle Salih Şirin’in desteği ile aldığı oyları hep “Benim oylarım” diyerek kamuoyuna satmaya çabaladı.

Sonra 2009’da o desteğin CHP’nin adayı Salih Şirin’e kaymasının önüne geçemeyince “Bizim seçmenimiz Büyükşehir’de Sefa Sirmen, Körfez’de Fevzi Canbaz diyor” diyen kişi olarak CHP’lilerin hep hedefinde olmuştu. Hatta o dönemde Salih Şirin’in katıldığı bir toplantıda Sefa Sirmen iddiası nedeniyle “Fevzi Canbaz şaşırmış” şeklinde kullandığı sözler hala hafızalarda…

AK Partili İsmail Baran’ın başkan seçildiği 2014 seçimlerinde CHP’nin, Şener Söğüt’ün seçildiği 2019 seçimlerinde ise 10 yıl önce birbirlerine atıp tuttukları Salih Şirin’in eteklerine tutunup kendine meclis üyeliği reva gören bir siyasetçi olarak bildik hep Canbaz’ı…

Engin Taşdemir ise aslında aklıselim bir isim. Kriter olarak  Fevzi Canbaz'dan daha derli toplu. Ancak onun sorunu muhalefette aşırı ısrarlı oluşu ve hatasını görmekten nefret etmesi.

Şimdi Rota konusunda Körfez Belediye Başkanı Şener Söğüt’ün ortaya koyduğu gerçeklerin ardından özür dileme konusunda erdemli bir duruşu yok. Aslında bu durum  Fevzi Canbaz’da da yok. Zaten ikisi bunu başaracak dirayette de değil…

Onlar Şener Söğüt’e karşı yaptıkları her haksız çıkışlarında, söyledikleri her gayrıahlaki sözlerinde aslında hep aynanın karşısında olduklarını unutuyorlar.

Başta söylediğimiz sözü samimiyetle tekrar edelim. Körfez halkı ilçeleri için büyük şans olan Belediye Başkanı Şener Söğüt’e destek olup sahip çıkmalı. Bu kadar aymazlık içindeki muhalefetten birinin, Rota Limanı ile ilgili mahkeme gerçeği ortaya çıkmışken özür dileme erdemini gösteremeyen birinin başkanlık koltuğunda oturduğunu bir düşünün…

Bu ölümü gösterip sıtmaya razı etmek değil, hakkı olana hakkını teslim etmektir.

Selam ve dua ile…