Kocaeli ne çektiyse, kendini gazeteci sınıfına sokan, sonradan görmelerden, adamlıktan nasibini almamış, üç kuruş için milletin önünde eğilecek insanlardan çekti.
Onların yerinde olmak da kolay değil, gelen geçen sana küfredecek, herkesin gözünde potansiyel sapık olarak görüleceksin, ondan sonra memlekette "Ben adamım" diyerek gezmeye çalışacaksın...
Bugün sizlere öyle bir adam müsvettesinden söz edeceğim ki, "Vay be" demekten kendinizi alamayacaksınız...
Bu memlekette kendine "Devrimci" yakıştırmasını yapan, ama parayı görünce komünistlikten istifa eden, hatta azıcık yüz verseler AK Partili cenaha yalakalık yapmaya başlayacak bir isimden söz edeceğim.
Güngör deniyor onun adına. Ama Arslan Güngör değil, Güngör Kedicik'tir benim için o...
O genelde ne konuştuğunu bilmez. Ağzından çıkanı kulağı duymaz. Her yol vardır onda. Bir bakarsınız, solcuları savunur, bir bakarsınız Fethullahçı Terör Örgütü'nün üyesi olmaktan gözaltına alınır. Yani ne halt ettiği belli değildir.
FETÖ'den gazetesi kapatılmış, haram yolla sahip olduğu malı mülküne Devlet tarafından el konulmuş, denetimli serbestlikle salıverilmiş, hala tutuksuz olarak yargılanmayı bekleyen bu zat, geçtiğimiz günlerde bir yazısında bana yönelik ithamkar sözler kullanmış. Körfez Belediye Başkanı'nın yalakası olmakla beni itham etmiş.
Tabi bütün bunları yaparken benim kim olduğumu bilmiyor. Şayet biraz olsun beni tanısa söylediği ithamların her kelimesine verecek bir cevabımın olduğunu, üç kuruşluk adamlığı ile benimle baş edemeyeceğini, nefesini keseceğimi, yaptığı bütün kirli işleri tek tek ortaya dökebileceğimi iyi bilirdi.
Peki, beni tanımayan bu adamın, Körfezli Burhan Yarar'la ne derdi olabilir...
Bunu anlatmadan önce hemen size küçük bir VTR geçeyim:
İnternete giren ve Google'a "Güngör Arslan" diye yazan herkesin karşılaşacağı şu ifadeleri sizlere aktarıyorum. Eminim sizler de benim gibi küçük dilinizi yutacaksınız. Zerre abartma yok, ifadeler aynen şöyle:
"Gazeteci Güngör Aslan, farklı bir ibne..."
"Gazeteci Güngör Aslan, gazete bastı gazeteci dövdü..."
"Gazeteci Güngör Aslan, eski kadın çalışanına donunu gönderdi..."
"Serpil Çolak, Güngör Arslan'ı terk etti..."
"Gazeteci Güngör Arslan'a meydan dayağı..."
"Gazeteci Güngör Aslan, FETÖ'den gözaltına alındı, gazetesi kapatıldı..."
Haaa, unutmadan, bir de çocuk fuhuşu ile ilgili açılan bir davaya adının karışmasını çok detaylandırmıyorum, ama anladınız siz onu...
Sahi ya, kendine adam diyen birinin böyle bir davaya adı nasıl karışır?
Neden karışır?
Güngör Arslan, söyle Allah aşkına, çok mu abaza kaldın da, bu davaya kendini layık gördün?
xxx
Neyse biz dönelim konumuza...
Çıkan haberler karşısında şaşırdım kaldım. Adamda gazetecilik hariç her yol var. Yukarıda söyledim ya, ne halt ettiği belli değil diye...
İşin garip tarafı bütün bu yaptıklarının ardından kendini "Ben gazeteciyim" diyerek savunmaya çalışmıyor mu, ifrit oluyorum.
Güngör Arslan, senin geçmişini bilirim. Kimlerle düşüp kalktığını, tek derdinin para olduğunu, bu zamana kadar o kadar çalışanını nasıl mağdur ettiğini iyi bilirim. Evli olduğun halde kimlerle yakınlaştığını, aile sadakatine bağlı kalmadığını herkes gibi ben de çok iyi bilirim.
Gazeteciliğin içine ettiğin gibi insanlığın da içine ettin. İşin gücün, yalan ve iftiralarla milleti karalamak. Sen önce bir kendine bak. Oraya buraya laf yetiştireceğine sen önce İsmail Baran öncesindeki Körfez'e yakınlığını hele bir anlat.
Tabi anlatmaya cesaretin varsa.
O dönemde Körfez Belediyesi'ne her 15 günde bir 15.000 TL "Basılı Evrak Bedeli" adı altında faturalandırdığın paranın hesabını ver. Ortada basılı evrak falan yokken sen neyin faturasını kesiyodun hee Körfez Belediyesi'ne. Bugün belediye başkanları için "Yetimin hakkını yiyorlar" diyorsun, ama zamanında bu olmayan işlerin faturasını keserek belediyeyi adeta asıl sen hortumluyordun. Aldığın milletin parasını orda burda çatır çatır yiyordun. Fakirin, fukaranın, bu halkın parasını basılı evrak bedeli altında hortumlarken hiç mi vizdanın sızlamadı? Tabi sen de haklısın; komünistlik parayı buluncaya kadar. Bunu bir kez daha ispat ettin...
Sonra senin bu İsmail Baran takıntın nereden geliyor? Baran göreve başladıktan sonra ayda yaklaşık 30.000 TL avantanı kestiği için olmasın sakın....
Daha önce bana yine sarmıştın. Hakkımda trilyonluk fatura kesiyor diye yalan haber yaptın. Bu yalanı yazacak, iftirayı atacak kadar cesaretin vardı, ama benim telefonuma çıkacak cesaretin yoktu. Aradığımda da telefonunu sekreterine verip kendine yok çektirdin. Sen ne kadar delikanlısın?
Sana göre olayları senin gibi yorumlamayan herkes medyanın yandaş kısmında, herkes bir belediyeden besleniyor. Senden iyi gazeteci de yok. Bak hemşehrim, ben bu gazetecilikten para kazanmıyorum senin gibi. Yaptığım haberlerde kul hakkına çok dikkat ediyorum. Belgesiz bir iddiayı dile getirmiyorum. Bu işi senin gibi yapacak olsam kesin milyonluk olurdum. Fakat meydan senin gibi şantajcılara kalmasın diye zararı pahasına bu işi sürdürüyorum.
Senin devrin bitti, bunu kabul et artık. Kurduğun son siten okunmuyor bile. Öyle haberleri 3'er 5'er attırmayla olmuyor bu işler. kocaelimeydan.com Körfez ilçede 1 numara şükrolsun. Artık istediğin gibi manipülasyon yapamıyorsun. Kocaeli Meydan senin oyunlarını da, tuzaklarını da bozuyor.
Bozmaya da devam edecek Elhamdülillah...
Hal böyle olunca sen de mecburen beni kendine hedef olarak belirliyorsun. Sana da hak vermek lazım...
Hem hani kartal, sinek avlamazdı... Sen koskoca Güngör Aslan, ben ise garip bir matbaacı. Hayırdır, sen bizle ne uğraşıyorsun hemşehrim. Gazetecisin diye insanlara hakaret etme hakkını sana kim veriyor?
Haddini bil.
Zaman zaman köşende yazıyorsun, "Kocaeli'de gazetecilik bitti" diye. Evet, medya sektörü bu kentte zor durumda. Sebebi de sen ve senin gibi paragöz ve şantajcılardır. Sen böyle mi örnek oluyorsun biz gençlere? Daha düne kadar yere göğe sığdıramadığın, anketlerde yüzde 70'lerde gösterdiğin Başiskele Belediye Başkanı Hüseyin Ayaz'a da iftiralarınla yüklenmeye başladın. Hayırdır, yoksa Ayaz da mı avantayı kesti?
İnsanlar sana cevap vermiyor diye sen kendini ne zannediyorsun? Bundan sonra benimle alakalı yaptığın her habere anında misliyle cevap verilecek, ettiğin hakaretler anında sana iade edilecek, bunu böyle bil...
Biz naçizane ilçemizde internet gazeteciliği yapıyoruz. İlçemizdeki olayları halkımıza ulaştırıryoruz. Kimsenin adamı olmadığımız gibi, kimseye de yalakalık yapmayız. Biz sadece milletin tarafını tutarız. Toplum menfaatleri neyi gerektirirse ona göre hareket ederiz.
Durup dururken 'O yalaka, bu bilmem ne' diyerek insanlara hakaret ediyorsun. Biri de çıkıp senin için yazı kaleme aldı mı korkudan olsa gerek, "Benimle uğraşıyorlar" diyerek bir tarafına kızgın şiş batmış gibi yaygara koparıyorsun...
Sonra sen kimsin ya... Sen kendini ne zannediyorsun? Senin son dönemde ortaya çıkan tek maharetin var, o da FETÖ üyesi bir terörist olma iddiasıyla yargılanmaktır. Bunun karşılığı olarak da halktan çaldığın ne varsa devlet el koydu haklı olarak...
Yaptığın yalan haberler yüzünden alışveriş merkezinin ortasında ağzını burnunu kırdılar, yine akıllanmadın. Bir tane doğru haber yap da, milletin menfaatine olsun be kardeşim... Savcılar o haberi ihbar kabul edip, devreye girsin ve hak yerini bulsun. Kahvedeki dedikoduların haberini yapıp, insanların onuruyla, şerefiyle oynamayı bırak artık.
Çok eskilere gitmeyelim; daha geçtiğimiz günlerde bir okulun bahçesinde yaşanan olayı "İmam Hatip'in bahçesinde seviştiler" diyerek haber yaptın. Bu haber de iftira çıktı, fakat sen bir özür dileme erdemini bile göstermedin. Nedir sendeki bu imam hatip düşmanlığı? Anladık, yalandan da olsa komünistsin. Dinin imanın olmayabilir.
Paraya da tapabilirsin, ama insanda biraz haysiyet olur.
Onur olur...
Ama senden bunları beklemek de bizim için hata olur.
Neticede; adı Güngör Arslan olan, ismi çocuk fuhuşu operasyonları ile ilgili davaya karışmış, farklı bir ibne olarak kamuoyuna tanıtılan, bir haberi beğenmediği için gazete basıp gazeteci döven, bunun karşılığında da bilmem ne kadar hapis cezası alan, hakkını isteyen eski bir kadın çalışanına donunu gönderen, sevgilisi tarafından bile katlanılamayarak terk edilmiş, İstanbul'daki bir AVM'de meydan dayağı çekilmiş, kendi yazdığı haberlerin cezasını bilmem kaç yıl hapis cezası ya da 300 bin lira para cezası olarak eski personeline ödettirmeye çalışan, dahası FETÖ operasyonları kapsamında, vatan millet düşmanı bir terörist suçlamasına maruz kalan bir isimden bahsediyoruz...
Hadi bakalım, buyur burdan yak şimdi...
Fuhuştan teröristliğe kadar her halta adı karışmış bir gazeteci müsvettesinin hakkımızdaki yalaka ithamına ne diyebiliriz?
Hemen söyleyelim:
"İt ürür, kervan yürür..."
Selam, saygı ve dua ile
bu üç kağıtçı benzer iftiraları bana da atmıştı. yarpaş yönetim kurulu başkanlığı yaptığım dönemde şirket hiçbir ihale açmadığı halde birilerine işleri ihale yaptığımı karşılığında tarafıma mercedes taxsi verildiğini yazacak kadar alçalan birisi. aradığında karşına çıkmaz korkak biridir. ben de aynısını söylüyorum i̇t ürür kervan yürür.