Seçimden kısa bir süre önce yapmış olduğum bir yorumumda ilçe halkıma şöyle seslenmiştim: Evet, işte gün o gündür. Körfez’deki seçimler tam da düşündüğümüz gibi sonuçlandı. Yüzde 44-45 bandında sonuçlanır diye düşünüyorduk ve öyle de oldu.
Bir kere şunu tekrarlamakta fayda var. Körfez ilçemiz son 10 yılda çok değişti. Çok kademeler atladı. Yolda aracının mazotu biten bir belediyeden, tükenmiş bir belediyeden, herkesin gıpta ile baktığı, mali açıdan düzene girmiş, geleceğe ümitle bakan, halkının mutlu olduğu, çalışanının huzur bulduğu ve evine ekmek götürebildiği, istediği her projenin altından kalkabilecek yapıya ulaşan bir belediyeye gelindi.
Bu elbette 30 Mart itibariyle bayrağı teslim eden belediye başkanımız Yunus Pehlivan’ın sayesinde elde edilmiş bir sonuçtur. Bugün sağda solda Sayın Pehlivan ve beraberindeki ekip arkadaşları hakkında konuşulanları bir kenara bırakın. Yok şuymuş, yok buymuş, yok fesatlıkmış, öyleymiş böyleymiş, bütün bunları boşverin…
Eğer böyle bir kabahat işlenmişse de, ben o suçlu olarak açıklanan kişileri bırakın övmeyi, yere göğe sığdıramam. Eğer bir belediye başkanı ve beraberindeki ekip, çalışanının evine ekmek götürebilmesi için bir şeyleri göze alabiliyorsa, böyle bir insana ve çalışma arkadaşlarına minnettar kalmayacaksınız da, kime kalacaksınız.
İşte bu ekibin içinden bir isim olarak belediye başkan adayı gösterilen ve 30 Mart’ta Körfez’in siyasi tarihini adeta yeniden yazacak bir başlangıç yapan İsmail Baran da, bu riski göze alanlardan. Kısacası işte o Baran, hizmetlerine, büyük fedakarlıklarına daha belediye başkanı olmadan başladı.
Evet, İsmail Bey, artık Körfez’in belediye başkanıdır. İşi çok zor. Zira kendisinden önceki başkan Yunus Pehlivan’ın başarıları öyle kolay kolay izah edilemez. Belediyeyi getirdiği durum ortada. Ancak Sayın Baran’ın çıtayı çok daha yukarılara çıkaracağından da en küçük bir şüphemiz yoktur.
Yerel yöneticilerde aradığım belli başlı özellikler vardır. Bunlardan birisi ve hatta en önemlisi, seçilecek olan kişinin Allah’tan korkmasını, haram ve helal arasındaki o incecik çizgiyi muhafaza etmesini bekler ve isterim. İnancımız bunu gerektirir çünkü.
Bu noktada sevgili İsmail Baran’ın bu kente kazandıracağı çok şeyler olacağını bilirim. Milli görüş geçmişi de haram-helal mukayesesi için bizlere çok net bir referanstır ayrıca. Kendisine, oluşturacağı ekibe ve hayata geçireceği dev projelere sonuna kadar güveniyoruz.
Gelinen noktada, AK Parti Genel Merkezi, Körfez ilçede bir oy rekoru kırarak yüzde 45’lik bir oranla belediye başkanlığını kazanan İsmail Baran tercihi ile çok doğru bir karar vermiştir. Yani en azından Yunus Pehlivan olmayacaksa da böyle bir isim tercih edilmeliydi.
Baran idealist bir insandır. Bunu seçim propagandalarında gördük. Halka olan yakınlığı millet içinde büyük bir saygınlık oluşturmuş. Bu yönü ile Körfezliler belki de içlerinden birisini kendilerine başkan olarak seçtiler.
Evet, Baran, halkta karşılığı olan bir insan. Eğer bir belediye başkanı halkına yakın olursa, onların taleplerini dinleyerek, sorunları çözme imkanını bulur.
Halkına yakın olan başkan, üretilecek projelerinde halkının yararına olacak detayları daha bir titizlikle tespit eder.
Vatandaşının tespitlerine değer veren, çözüm yollarını yine milletinin talebi doğrultusunda bulan bir başkanın da başarısız olma gibi bir durumu olamaz.
Bu anlamda;
Sevgili Baran, önümüzdeki beş yıllık sürede başarılı olacaktır. Projeleri ile ilçenin nefes almasını sağlayacaktır. Üretken bir belediye ortaya çıkaracaktır. Çocuklarımızın huzurlu ve rahat yaşamaları için her türlü detayı dikkate alacaktır. Çalışanları ile uyumlu bir başkan olacaktır. Körfez ilçesi ve halkı için, daha başkan olmadan aldığı riskleri belki de tekrarlayacaktır.
İşte buradaki sihirli kelime buydu bana kalırsa…
Sevgili Baran ile, bizim Ahmet Yarar, sevgili Mehmet Özmen kardeşim ve benim de bulunduğum bir ortamda yaptığımız bir sohbetimiz sırasında YARPAŞ konusu gündeme gelince şöyle bir ifade kullanmıştı bizlere:
“İşçinin hakkını vermezseniz, çalışanınız alın terinin, emeğinin karşılığını alamıyorsa, evdeki çocukları babalarının yüzüne muhtaç gözlerle bakıyorsa bir başkan ya da sorumlu birey olarak Allah’ın huzuruna nasıl çıkarsınız. Buna yüzünüz olmaz. O yüzden bugün yeniden böyle bir risk almam gerekse, sonucunun ne olduğunu düşünmeden aynı sorumluluğu bir kez daha üstlenirim. İşçim, ailesi, evindeki bebeğinin hakkı, alın teri, emeği için her türlü riski göze almaya razıyım. Bugün gerekse, gözümü kırpmadan yine aynı şeyi yaparım…”
İşte göz yaşartan bir ifade ve irade. Herhalde AK Partili dostlarımızın sağlam irade dedikleri şey bu olsa gerek.
O yüzden diyorum ki;
Körfez halkı en doğru kararı verdi. Körfez ilçesini Allah’tan korkan, hizmetten başka bir işi olmayacak, haramı helali bilen, çocuklarımıza gelişmiş bir Körfez’i miras bırakacak bir başkan seçti.
Bu doğru kararından dolayı Körfez halkına sonsuz teşekkür ediyorum.
Selam, saygı ve dua ile…