“Daha önce defalarca BONZAİ ile ilgili yazılar yazdık, amacımız sadece gençlerin kurtulması. Bunun gibi insanlara yapacağı olumsuz etkileri ölüme götüreceği, intiharla sonuçlanacağı, ruh halının bozulacağını defalarca anlattık. İzmit’te ve Türkiye’nin her yerinde büyük destek aldık. Biz bunu yaparken sadece ALLAH rızası gözetiyoruz. Bu işi yapan mahallemizdeki gençlerden birinin intihar ettiğini duyduk. Arkadaşlarından aldığımız bilgiler bu zehirin vücutta yarattığı ruh haliyle bu neticeye vardı. Ölen genç kardeşimize ALLAH'tan rahmet eyliyoruz.
GÖLCÜK’TE ÖLÜM…
Bizim söylediklerimizi ne kadar doğu olduğunu bunu kullanan insanların sonunun uçurum olduğunu arkadaki ailelerinin büyük acılar çekeceğini, bunun sonunun olmadığını hep her yazımızda belirttik... Ne kadar haklı olduğumuz meydanda. 4-5 gün önce Gölcük’te bir genç kardeşimiz oldu, kalp krizi dediler. Sanırım 23 yaşında. Herhalde otopsi yapmaya gerek bile duymadılar, neden ince bir araştırmaya gerek duymaz sayın devlet büyükleri. Daha çok insanın ölmesine mi bekliyorlar. Bu ölen kardeşimize de muhtemelen otopsi yapmayacaklar. Çünkü otopside kanda bu zehir çıkıyor.
BOKSÖRÜN ÖLÜMÜ
İÇİN KALP KRİZİ DENDİ
Beni 25 yıl öncesine götüren bir olay var. Türkiye şampiyonu genç milli boksör Aziz Biltekin isimli bir kardeşimiz Sümer Karakolda bir kavga sonucu gözaltında iken iç kanamadan ölmüş. O zaman da apar topar gömeceklerdi. Günde 20 km koşan bir delikanlıyı kalp krizinden oldu raporu verilmişti o zaman. Semtteki kardeşlerimiz, arkadaşlarımız da morgda cesedini gördük. Vücudunda darp izleri vardı, yani kalpten ölmesini biz biliyoruz ,öyle durup dururken karakolda ölmesi tesadüf değildi ve İzmit’teki bütün demokratik kitle örgütleri siyasi partiler ve İzmit haklına buna anlattık, basın kanalı ile otopsi yaptırdık aynen bizim dediğimiz şekilde olduğu meydana çıktı.
“POLİSLER YARGILANDI”
Bu olaydan suçlu polisler yargılandı, bazıları ceza aldı. Ararlında masum olduğunu bildiğimiz insanlar beraat etti. Neticede adalet yerini buldu. Eğer biz bu olaya sahip çıkmasaydık, İzmit halkı olarak kalp krizi diye insanlar kandırılacak, pırıl pırıl bir delikanlının ölüm sebebi hiç bir zaman bilinmeyecekti. Bunu İzmit’te yaşayan herkes bilir. Basın mensupları yaşı 40’ın üstünde olan herkes bilir, hatta o zaman ilk defa sağ görüşlü ve sol görüşlü gençler bu cenazede beraber birleşti.
“VALİ DEDE İLE GÖRÜŞTÜM”
Bağçeşme’ye kadar bu kardeşimizi son yolculuğuna ortak uğurladık. Bu benim hayatımdaki en anlamlı anılardan biridir. O zaman devrin valisi merhum İhsan Dede ölmeden kendisi ile emekli olmadan önce tanışmak oldu. Fakat gazetelere verdiği bir beyanatta bir gaf yapmıştı. Gazete arşivlerinde görürsünüz o gafı. Vali beyi yanıltmışlar, anlaşılan zaten sabıkalı bir gençmiş gibi bir kelime etti Yanı olayı araştıracağına, bu işi takip edeceğine böyle bir kelime kullandı. Sanki sabıkalı insanların öldürülmesi mubahmış gibi. Emekli olduktan sonra buraya yerleşti. Kendisine bir sohbette bunu sordum "iyi bir insan olduğu her halinden belli olan vali bey, emrindeki insanlar tarafından aldatıldığını, kandırıldığını söyledi ve çok üzüntü duyduğunu anlattı. Hatadan dönmek büyük erdemdir, artık gençler ölmesin, bu illetin ne olduğunu dünya biliyor. Biz belirli kesim haricinde, bu işe karşı mücadele eden sayısı az. Yani yarın daha çok gençlerin ölmesini mi bekliyoruz?
PARTİLERE SESLENDİ!
Buradan bütün siyası partilere sesleniyorum; bu gençlerden biri yarın sizin çocuğunuz, kardeşiniz veya yakınınız olabilir. Bu işte politik çıkar gözetmeyin hiçbir konuda birleşemiyorsunuz, bari bu konuda duyarlı olun. Çünkü yarın çok geç olacak. Elinizi vicdanınıza koyun, insan canından kutsal hiçbir şey yoktur. Yoksa bu ölen gençlerin vebali bu işe sahip çıkmayan tüm insanlarındır. Bu konu partiler üstü bir konu. Biz bıkmadan bu işle mücadele edeceğiz. Faturası bize neye mal olursa olsun. Birazda siz bu mücadele içinde olun. Yoksa çocuklarınıza hesap veremeyeceksiniz. Burada parti falan gözetmiyorum, tüm partilere sesleniyorum, inşallah vicdanınızın sesini duyar, bu olayda hiç olmazsa birleşirsiniz “
GÖLCÜK’TE ÖLÜM…
Bizim söylediklerimizi ne kadar doğu olduğunu bunu kullanan insanların sonunun uçurum olduğunu arkadaki ailelerinin büyük acılar çekeceğini, bunun sonunun olmadığını hep her yazımızda belirttik... Ne kadar haklı olduğumuz meydanda. 4-5 gün önce Gölcük’te bir genç kardeşimiz oldu, kalp krizi dediler. Sanırım 23 yaşında. Herhalde otopsi yapmaya gerek bile duymadılar, neden ince bir araştırmaya gerek duymaz sayın devlet büyükleri. Daha çok insanın ölmesine mi bekliyorlar. Bu ölen kardeşimize de muhtemelen otopsi yapmayacaklar. Çünkü otopside kanda bu zehir çıkıyor.
BOKSÖRÜN ÖLÜMÜ
İÇİN KALP KRİZİ DENDİ
Beni 25 yıl öncesine götüren bir olay var. Türkiye şampiyonu genç milli boksör Aziz Biltekin isimli bir kardeşimiz Sümer Karakolda bir kavga sonucu gözaltında iken iç kanamadan ölmüş. O zaman da apar topar gömeceklerdi. Günde 20 km koşan bir delikanlıyı kalp krizinden oldu raporu verilmişti o zaman. Semtteki kardeşlerimiz, arkadaşlarımız da morgda cesedini gördük. Vücudunda darp izleri vardı, yani kalpten ölmesini biz biliyoruz ,öyle durup dururken karakolda ölmesi tesadüf değildi ve İzmit’teki bütün demokratik kitle örgütleri siyasi partiler ve İzmit haklına buna anlattık, basın kanalı ile otopsi yaptırdık aynen bizim dediğimiz şekilde olduğu meydana çıktı.
“POLİSLER YARGILANDI”
Bu olaydan suçlu polisler yargılandı, bazıları ceza aldı. Ararlında masum olduğunu bildiğimiz insanlar beraat etti. Neticede adalet yerini buldu. Eğer biz bu olaya sahip çıkmasaydık, İzmit halkı olarak kalp krizi diye insanlar kandırılacak, pırıl pırıl bir delikanlının ölüm sebebi hiç bir zaman bilinmeyecekti. Bunu İzmit’te yaşayan herkes bilir. Basın mensupları yaşı 40’ın üstünde olan herkes bilir, hatta o zaman ilk defa sağ görüşlü ve sol görüşlü gençler bu cenazede beraber birleşti.
“VALİ DEDE İLE GÖRÜŞTÜM”
Bağçeşme’ye kadar bu kardeşimizi son yolculuğuna ortak uğurladık. Bu benim hayatımdaki en anlamlı anılardan biridir. O zaman devrin valisi merhum İhsan Dede ölmeden kendisi ile emekli olmadan önce tanışmak oldu. Fakat gazetelere verdiği bir beyanatta bir gaf yapmıştı. Gazete arşivlerinde görürsünüz o gafı. Vali beyi yanıltmışlar, anlaşılan zaten sabıkalı bir gençmiş gibi bir kelime etti Yanı olayı araştıracağına, bu işi takip edeceğine böyle bir kelime kullandı. Sanki sabıkalı insanların öldürülmesi mubahmış gibi. Emekli olduktan sonra buraya yerleşti. Kendisine bir sohbette bunu sordum "iyi bir insan olduğu her halinden belli olan vali bey, emrindeki insanlar tarafından aldatıldığını, kandırıldığını söyledi ve çok üzüntü duyduğunu anlattı. Hatadan dönmek büyük erdemdir, artık gençler ölmesin, bu illetin ne olduğunu dünya biliyor. Biz belirli kesim haricinde, bu işe karşı mücadele eden sayısı az. Yani yarın daha çok gençlerin ölmesini mi bekliyoruz?
PARTİLERE SESLENDİ!
Buradan bütün siyası partilere sesleniyorum; bu gençlerden biri yarın sizin çocuğunuz, kardeşiniz veya yakınınız olabilir. Bu işte politik çıkar gözetmeyin hiçbir konuda birleşemiyorsunuz, bari bu konuda duyarlı olun. Çünkü yarın çok geç olacak. Elinizi vicdanınıza koyun, insan canından kutsal hiçbir şey yoktur. Yoksa bu ölen gençlerin vebali bu işe sahip çıkmayan tüm insanlarındır. Bu konu partiler üstü bir konu. Biz bıkmadan bu işle mücadele edeceğiz. Faturası bize neye mal olursa olsun. Birazda siz bu mücadele içinde olun. Yoksa çocuklarınıza hesap veremeyeceksiniz. Burada parti falan gözetmiyorum, tüm partilere sesleniyorum, inşallah vicdanınızın sesini duyar, bu olayda hiç olmazsa birleşirsiniz “