En başında şunu ifade etmeliyim.Tamam, hiçbir şey şiddete sebep olmamalı. Hele ki kaybettiklerimizle ilgili olarak bizim yanımızda yer alan insanlara karşı, o kişileri sevmesek de saymayı bilmeliyiz… Bu görüşümüzü bildirdikten sonra, aşağıdaki paylaşım hatırlatmalarını yaparak ana meselemize gelelim…

“Başörtüsü serbestisi diye bir şey olmaz. Var mısınız kılık kıyafet serbestliğine? Sonra oyunbozanlık yok ama!” “Meclis bahçesi uygun, ben de öğle arası bikiniyle güneşlenmek mesela.” “Gezi Parkı’na da bahar gelmeye başlamış. Gezi’nin güzel gözlü çocuklarına selam olsun.” (Ki, o düzenlenen Gezi provokasyonunda bugünün birçok CHP’lisi; PKK’lılar ile, HDP’liler ile, Halkevleri ile, DHKP-C’liler ile, terörist başı Abdullah Öcalan’ın “selam” gönderdiği kişilerle, duvarlara ‘Zulüm 1453’te başladı’ diye yazanlarla omuz omuza terör estirmişlerdi…”

“Tekbir getirerek boğaz keserek mi demokrasi mücadelesi verilir. İnandığınız Allah’ınız sizin de belanızı versin.” “Tarihte bugün: Ermeni Soykırımı başladı. Katledilen Ermeni vatandaşlarımızı anıyoruz. 19.15’te Taksim’de.” Yukarıda yazdığım twitlerin kime ait olduğunu söylemeye gerek var mı?..

Şimdi kendisine seslenelim: Bu sözleri söyleyen ey CHP’li insan; tamam, sen başörtüsüne karşı duran, ateistin teki olabilirsin. İnancın olmayabilir. Gezi gibi provokasyonlarda terör sevicilerle birlikte omuz omuza devlete karşı, şehit kanları ile sulanmış AY YILDIZLI bayrağa karşı isyan edebilirsin! “Zulüm 1453’te başladı” düşüncesini kabul edip, ecdadından, tarihinden, gerçeklerden uzak bir düşünce girdabında savrulup durabilirsin!

Meclis bahçesinde bikini ile güneşlenmek isteyecek kadar da devlet geleneğini kaybetmiş bir siyasi de olabilirsin!

Ama şunu unutma ki; bütün bu söylemlerini kullandıktan sonra şahsına karşı tepkisizlik beklentisi içinde olamazsın. Senin kullandığın kelimelerin demokrasi ya da düşünce özgürlüğü ile alakası yoktur. Sen ve senin gibiler iyi bilmelidir ki; mevzubahis vatansa, düşünce özgürlüğünün hiçbir hükmü kalmaz… Ve yine şuna emin ol ki, senin bu söylemlerinle, partinin vekillerinin terörist cenazesine katılması arasında bir fark yoktur!

Şimdi yukarıdaki sözlerin üzerine şunları da ilave edin: HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli: CHP, İstanbul’u ve Ankara’yı kazandığında HDP’lilerin oyları ile kazandığını bilecek. Bizi yok sayamayacak… O CHP’lilerin pek methettikleri İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu: “Selahattin Demirtaş siyasette aktif olduğu dönemde çizdiği çizgiyi beğenenlerden biriydim. Gerçekten de barışçıl, uzlaşmacı ve evrensel değerleri öne çıkaran dili vardı. Hatta kendi adıma bunun Türkiye için bir fırsat olabileceğini ve birçok duvarı yıkabileceğini de dile getirdim. Bugün de hala aynı kanaatteyim.” Evet, Ekrem Bey, HDP’nin açık desteğine karşı diyetini ödemiş. Umarım ödenen diyet bu sözlerle sınırlı kalır. Zira siz bu zihniyetle devam ettiğiniz müddetçe o yumruklar elbette adres sormaz. Savrulur gider… Ve son halka; HDP; yumruğun ardından CHP’ye geçmiş olsun ziyaretine gidiyor…

Ey Kılıçdaroğlu; ARTIK YAPMA!!!

İktidarın yaptığı en büyük yanlış olan “Açılım” hatasına CHP de düşmemeli. Yoksa siz de bugünün iktidarı gibi “Kandırıldık” demek zorunda kalırsınız. Her ne kadar yapılmasına sonuna kadar karşı çıksam da umarım o savrulan yumruk sizi kendinize getirir. HDP ile aranıza acilen mesafe koyun. Altı oktan “Milliyetçilik” unvanını yeniden hatırlayın ve terör sevicileri partinizden uzaklaştırın…

Selam, Saygı ve Dua ile...

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.